Banaz Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar

Banaz Mutlu Sonlu Masöz

Cinder başını iki yana salladı. “Nereden başlamam gerektiği hakkında aslabir fikrim yok… Hükümdarlık yada liderlik konusunda aslabir şey bilmiyorum.” “fakat senin Levana’yı durdurabileceğine inanan çok sayıda insan Banaz Mutlu Sonlu Masöz var,” dedi Scarlet. “Babaannem senin bu şansa haiz olabilmen için hayatını feda etti. Onun bu fedakârlığının boşa gitmesine izin vermeyeceğim.” “Ve ben de sana yardımcı olurum,” diye ekledi Wolf. “kabiliyetlerini benim üstümde deneyerek ergonomik yapabilirsin.” uzun süredir oturur hâlde durmaktan yorulan bedenini yere doğru kaydırdı.

“ayrıca, iddia ettiğin kişiysen, bu seni benim gerçek kraliçem yapar. şundan dolayı, benim sadakatim şenindir.” Cinder başını iki yana salladı ve sonra sandığın üstünden indi. “Senin sadakatini istemiyorum.” Scarlet ellerini beline dayadı. “Peki ya ne istiyorsun?” “İstediğim şey… Hepimiz kulağımın dibinde haykırıp durmadan, hepsiı düşünüp  bir sonraki hareketimi planlayabileceğim bir vakit istiyorum!” Cinder ayaklarını vura vura geminin ana koridoruna doğru uzaklaştı. İki adım sesinden biri, yere sertçe inen metalden ayağından yükselen bir tangırtı sesiydi. Cinder gözden kaybolduktan sonrasında, Thorne hafif bir ıslık öttürdü.

Banaz Mutlu Sonlu Masöz

Biliyorum, biliyorum. O birazcık,” derken, gözlerini şaşı yaptı ve bir parmağını kulağının yanında çevirdi, ”fakat onu etkisi altına alan biri yapan da bu. Kendi için yaptırmıştı. Böylece kendisi, askerlerin eğitimini, dövüşmelerini ve yeni mutasyonlarına uyum sağlamaya çalışmalarını izlerken, başka kimse onu göremiyordu. İlgisi özellikle, genetik mutasyonu henüz birkaç gün önce tamamlanan yeni bir sürünün üstündeydi. Sürü üyeleri hâlâ çok gençti; on iki yaşından büyük olmayan oğlan çocukları. Bazıları ara sıra gruplaşan, devamlı ellerinin üstündeki kürke bakıp duran, müdahaleyle değiştirilmiş uzuvları üstünde atlayıp sıçrayan bu çocuklar için, neredeyse sempatik bile denilebilirdi.

Bazıları ise daha şimdiden birbirlerine sataşıp hırgür çıkarmaya başlamıştı. Konumlarını belirliyorlardı. Hiyerarşik bir seviye kuruyorlardı. Tıpkı, oldukları hayvanlar şeklinde. Her bir sihirbaz, kendine atanmış sürü üyelerini yönlendiriyor, onları çeşitli formasyonlara sokuyordu. Levana’yı her zaman büyüleyen bir şeydi bu. Sihirbazlardan bazıları kontrolü zorla elinde tutarken, kimileri ise isteklerini, yavrularına yaklaşan şefkatli bir anne tavrıyla sağlıyordu. En genç sürüyü izlerken, hanım giderek daha da keyif almaya başladı.